Tuesday, March 9, 2010

DEVE KUŞU yazan Francesca N O'Keefe


DEVE KUŞU yazan Francesca N O'Keefe
Dün gece Uğur Dündarın programında Deve Kuşu kabereyi yapan Metin Akpınar, Zeki Alasyayı seyrettim. Deve Kuşu gibi bazı sanatçıların, politikacıların ve halktan bazı kesimlerin kafalarını kuma gömdüğünü düşünüyorum. Her konuşmalarının can alıcı noktaları malesef reklamla kesildi. Ama en önemlisi her şeye rağmen bu iki sanatçının Demokratik açılım konusunda söyledikleriydi. 1- Sanatçı özgür olmalı politika da taraf tutmamalı. 2- Demokratik açılıma davet edilmedik.......
Acaba neden? Zeki Alasya Mart ihtilali, ve 12 Eylül ihtalinde sahneye çıktığını söyledi. Öksürsen hapse atıldığın bir dönemde biz politika ve politikacılarla dalga geçiyor yanlış giden şeyleri halka anlatabiliyorduk. Hiçkimsenin ''Kara Listeye'' alınma korkusu yoktu. Nere de Cem Yılmaz, Nerede Şahan dedi? Herkes iş kaybetme korkusunda dedi. İşini kaybetme korkusuyla sanat yapılamaz. Herkesin yatmadan önce kendiyle kaldığı bir an var aynada kendine yalnız baktığı an. O anda yüzünüzü nasıl görüyorsunuz vicdanınız rahat mı çok önemli dedi. Bunları ben değil Zeki Alasya ve Metin Akpınar söyledi. Bana inanılmaz güç verdi. Bir işi severek yapmalıyız. Para için değil. Ben sizlere yazmayı sevdiğim için yazıyorum. Türkiye nin gidişatı iyi değil. Bunu ben değil Zeki Alasya söylüyor. Nerdeyse 3 ihtilale tanık olmuş biri. Benim ya da onun ne dediği değil sizlerin ne düşündüğü ve ne yaptığınız onurunuzu ne kadara her gün sattığınız ya da satmadığınız önemli. Gerçek demokrasilerde bir gazete köşesinde yazmak (Mesela Amerikan anayasasında) Vatandaşlık hizmetidir. Sorarım size bu demokratik açılımda neden köşe yazarları susturuluyor? Gerçek demokrasilerde halk hakkını aramakta, herşeyi konuşmakta, her dini pratik etmekte ve ya etmemekte özgürdür. İmam hatipler kapanmıyor ama patrik okulları kapanıyor. Madem misyonerlik yasak, Kuran kurslarına ne oluyor? Demokratik açılım? Pardon Beyaz Türkleri öldüren öğretmen, hemşire, asker öldüren Kürtlerin Beyaz Türklerden özür dilemesi gerekirken teroristlerin bayram havasında şehitlerin üzerinden geçip millet meclisine geçmesi mi açılım? Bu güne kadar uğruna savaşılan Amerikada Ermeni tasarısının kabülünün Türkiye için ne kadar kötü olduğunun ve bu yönetim tarafından ilgilenilmediğinin farkında mı millet? Baştakilerin sayesinde katil bir millet olduk. Oraya iyi bir elçi Avukat yollıyamadık mı? Keşke Türkiye bari özür dileseydi de asıl açılımı oraya yapsalardı da en azından tasarı kabül edilmez biz Türk milleti de tastikli katil damgası yemezdik. Türkiye de bilinen 3000 genelevde hayat kadını var. 5000 den fazla rus kadını hayat kadını burada. Ayrıca eminim 3000 den fazlası hayat kadını. Çünki bu 3000 sigortalı ve çalışma bakanın açıkladığı hazin bir gerçek. Bunu adam gibi adam açıklamaktan utanır. Dünyada hiçbir bakan ülkemizde 3000 hayat kadını var demiyor. Bu işte baştaki amatör politikcıların eline yüzlerine bulaştırdıkları kötü politika eseri olmalı. Aile bakanı lezbiyen kılıklı ama gaylarin hasta olduğunu savunuyor. Haha bu komik oldu. Af edersiniz Türkiyenin yarısı gay. Töre toplumunda bakire evliliklerin olduğu toplumlarda malesef erkekler ilk ilişkilerini ya erkekler ya da hayvanlarla kadınlar da kadınlarla yaşar. Bunun yanı sıra Akdeniz toplumlarında Gay olmak popüler bir kavram. Yani Adam adamdan zevk alıyorsa, kadında kadında kadından zevk alıyorsa hastamı oluyor. Tüh Başbakanın karısını ve kendisini giydiren adam Cemil İpekçi hasta vah vah. Gay olmak cinsel bir tercih. Bu ispatlanmış. Bazısı et, bazısı da pilav sever. Hazin bir açıklama. Bu da amatör politikacılık. Aile bakanı bence ensest ilişkiden doğan esirgeme kurumlarında dolup taşan çocuklar ve kadına şiddet ve töre cinayetlerini bitirsin sonra Gaylerle uğraşsın. Kamuya ait malları ve şirketleri özelleştirme adı altında satmak yanlış. Bunları 50 seneliğine kiraya versinler. Toprak satmayıp kiralasınlar. Kısaca Türkiye bir kadın olsa ne olurdu? 1- Satılırdı 2- Tecavüz edilmiş olucaktı 3- Dövülücekti 4- Kötü dedikosu yapılıcak damgalanıcaktı 5- Çocukları Gay diye aşağlanıcak sevilmiyecekti 6- Namusuyla çalışana prim verilmiyecekti 7- Orospulukla suçlanıcaktı. 8- Çocukları konuşamıycaktı okuma yazma bilmiyecek kitap gazete okumasına izin verilmiyecekti. 9- Onurunu ismini çocuğunu boş idealler uğruna savaşa yolluyor olucaktı. Sonuç Türkiye zaten Gül dünya. Gül Dünya Türkiyedir.
Derin Not: Lütfen evet haklısın bu durum hep böyle bunun sonu yok gibi olumsuz yorum yazmayın. Herkez bu yazıma lütfen ''herşey düzelicek ve herşey güzel olucak üzerimize düşeni yapıcaz .'' yazsın. Herşeyimizi elimizden alsınlar ama Türkiyenin umudunu elinden almasınlar!