Friday, February 27, 2009

ONA DOĞRU yazan Françeska (Francesca N O'Keefe)
O'na doğru bir yol var O senin sevdiğin adam değil. O seni hakeden seni karşılıklı seven biri. Sabırsızlık etmemelisin. Son nefesin de bile Ona Aşık olsan yine 1-0 öndesin....Bunların, bu hayatına gelenlerin ve gidenlerin hepsi hikaye. Bazıları bir nebze tenin, kokunun, Güneş'in, Ay'ın, bir Tren Garından yapılan seyahatlerin, sıcak yeni fırından çıkmış ekmeğin değerini bilmiyor. Bazıları ayrılmayı, bazıları terk etmeyi, bazıları severken seviyormuş gibi yapmayı ve yine bazıları sadece sevişmeyi ama bağlanmamayı o kadar çok seviyor ki...Güzelim, okuyanım. O kadar güzel bir gökyüzü var ki. Onun güzelliğini seni üzmeye çalışanların kara bulutuyla kaplamak anlamsız. Göç et sana yararsız sevgisiz yüreklerden. Seni seven yürekte kalmaya Onun olmaya git. Ben Ona geldim. Onun yüreğine serdim yüreğimi. Onun ayaklarının altına değil. Ama hep acaba yine mi yanlış yaptım? diyorum. Ben senden belki de daha çok korkuyorum. Ama bu sabah eşyalarımı birileri benden izinsiz yerlerini değiştirmiş. İzinsiz alıyorlar herşeyi. Bana sordunuz mu benimle sevişirken ben ne isterim?...Ben pozisyonlardan çok sevilmek derdindeyim. Ben terk edilmekten çok bırakılmamak derdindeyim. Bu Tufan alıp götürürken beni, ben, beni kollarımdan saçlarımdan yakalayıp , bana sım sıkı sarılan, benim yüreğime Aşık bir adamın derdindeyim. O nun derdindeyim. O nerde? Bilmiyorum....Ama birgün gelirse O hoş gelicek ve sefa getiricek:)))))))
BİZİ SEVEN DE OLUR PAŞAM SİZ MERAK ETMEYİN..! yazan Francesca N O'Keefe (Françeska)
Gelen Ağam giden Ağam diye bir söz vardır. Halk arasında bu bazen giden Paşam gelen Paşam diye kullanılır. Tabii başka şekilde de kullanılır. Onu yazımın sonunda belirteceğim.Yani doğru söze ne denir? Bence bizler bir Aşk için bir ömür geçirmemeliyiz. Madem biz sevebiliyoruz gidenler bizi sevemiyor. Biz sevmeye devam edelim. Bu dünya ancak böyle adam olur. Belki bizi bizim kadar seven, ya da bizi bizden çok seven birileri olur. İnanamıyacaksınız ex aşkım hayatıma girdiğinde 90 ların popunu çok dinlemiştim. Ne magandalıktır bu ya diyorum şimdi. O giderken utanmasam Kenny G. ve Ayten Alpman dinliyordum. Tamam siz Kenny G. (Bu G niye vardır bilmem kimse de yerini bilmiyormuş zaten) O kadar da kötü bir sanatçı değil deseniz de, ben kendimi onu dinlerken hep ya dişçi koltuğun da, ya da Jinekologta hissetmişimdir. Ayten Alpman a sözümüz yok. Ama sizde takdir edersiniz ki ikisi bir arada iyi bir karışım değil. Herneyse şimdi o aklımdan tamamıyla çıkmış olsa gerek ki bu sabah ıslık çalarak uyandım. Çigan müzikleri dinliyorum. Ciganka Je Malena yı tavsiye ederim. Dün bir konser dinlemeye gittim. Altarnetif Rock. Herkes ağlamaklı bir şarkıya odaktı. Şarkı şöyleydi '' Uzay da ki toz bulutları do, re ,mi'' Şaka değil belki bu şarkı zamanın ilersindeydi. Ben çok geri de kalmıştım. Herkez tabii Aşık olunca farklı müzik dinliyor. Ben bu günlerde o aklımdan çıkarken, Yürekten Duman dinliyorum. Eleni Vitali ile dinleyip sirtaki yapıyorum. Sonun da anladım ki. Bu atasözünü karıştırıp kullananlar da varmış. Yani Giden Ağam...Gelen Paşam...!:)))))

Derin Not: Resim de ki bu hareket italya da iyi şanslar demektir.
Ben politika da Aşk olmayınca yazmayı sevmem. Umarım bu gelecek seçimler Aşk dolu geçer. Politikacılar birbirlerine vatana, millete ve sevdiklerine Aşk larını itiraf ederler. Ve sevgililer gününü de ulusal tatil ilan ederler:))))
LÜTFEN UNUTMAYIN! yazan Françeska (Francesca N O'Keefe)
Yarın sevdiğinizin kollarında gülümseyerek uyanmayı unutmayın.
Ufak şeyleri fark edin bir yağmur tanesini bile. Hiçkimseyi kırmayın. Kırdıklarınızın gönlünü alın. Çok para değil, rahat yaşamayı isteyin. Çok yemek yemeği değil, midenizin alıcağı kadar yemek yiyin. Yürüyün güneşe doğru. Geri dönün arkanıza güneşi alarak. Sevmekten korkmayın. İhanet edenden korkun. Kendinizden başka hiçkimseye yalan söylememeye dikkat edin. Yoldaki çukurlara yürürken ve araba kullanırken dikkat edin. Sizin kalbinizi değil zamanınızı ruhunuzu vucudunuzu çalandan kaçının. Kuş besleyin. Balıklara yem verin. Gökyüzünden gökkuşağının sonundan size kızıl saçlı biri göz kırpmış. Ona inanın. Herşey güzel olucak!......

MIZIKÇI
Kış güneş'iyle yaz güneş'inin Ada vapurauna yansıdığı nokta farklıdır. Ama Kadıköy’de vapur, ucuna kıvırır güneşi. Yine ters yöne düşer. İstanbul boğazı kadar güzel gerdanlı kadın azdır. Yine seninle geldiğim, seninle çıktığımız Aya Yorgi yokuşuna. Bu sefer yalnız çıktım. Çaktırma! Artık seninle gezdiğimiz yerleri yalnız gezmeyi seviyorum. Sanki ben artık sen de takılı değilim artık. Bu günlerde bana çok Aşk mektupları geliyor. Bir senden ne rüzgar esiyor, ne yağmur yağıyor, ne kar yağıyor bana. Saklıyorum yüreğimi gizli bir kutuda. Aman bu sefer de kırmasınlar. Kepenkleri kapattım Aşk’a. Yeniden güçlü başlamak için hayata. Bizi bitirmek gerekmiş. Sen bize kıydın ama şu yaralı gönlüm senden kopamıyor. El vermiyor. Bak bana bir ses ver ben gidiyorum. Kırlangıçları, yolları , trenleri takip ediyorum. Kelebekler uçuşuyor gözlerimin önünde. On yaşın da bir kız çocuğu gibi koşturuyorum mutluluğun arkasından. Yerlere kapaklanıp düşüyorum. Burnumu sildim. Kan akmış gömleğimin koluna, sinmiş lekesi. Gözüm daldı galiba kelebeklerin ardından. Gelmezssen gelme. Mızıkçı, ben gidiyorum!

Thursday, February 26, 2009

Nişantaşının en gizli en güzel evinde oturduğuma karar verdim. Evin önüyle arkası arasın da çok fark var. Yani önüne baksanız önde metrepol şehir hayatı arkadaysa hazine var. Büyük ağaçlıkların olduğu Tenis kortunun olduğu bir görüntü ama tamamıyla bir tesadüf. Bu evin salonundan odama geldiğimde uzun bir koridordan sonra resmen kültür şoku yaşıyorum. Ön tarafımız kedilerle dolu. Bir kilo ciğeri paylaşamıyorlar. Arka tarafımız da Martılar ve Kargalar var. Onlar da bahçeyi paylaşamıyor. Gülüceksniz ama Hayvanat bahçesi gibi. Şişli belediyesi iyi çalışıyor. Zaten sevgililer gününde aldığım tek çiçek Mustafa Sarıgülden gelen sarı çiçekti. Ona da Annem talip oldu. Neyse Annemin oyu ona. Benden de bir oy ona:))))) Kime oy verirsek verelim ama oy verelim. Her neyse aklıma bu sabah çayımı yapıp yazmaya oturduğumda şu geldi. Çocukken babam araba kullanırken arka koltukta kuzenlerim ben ve iki erkek kardeşim oturuken (benim üç erkek kardeşim var buarada) ben pencereden ağzımla buhar yapardım cama ve kalp yapardım. O kalpin hep bir tarafına ismimin baş harfini yazardım. Diğer tarafı boş olurdu. Bu sabah nefes aldım derin arka odanın penceresini buharladım ve bir kalp çizip hem benim adımın baş harfini hem de yeni birinin baş harfini ekledim.Hep ben kelebeklerin ardından koştum ama ilk defa benim üzerime bir kelebek kondu. O beni seçti. Kalbi çizdim de çizmesine cama ama oku unutmuşum...!:)))))